• Bu sevda bitmez...

Abdurrahman Tarık Şebik

Aslen Malatyalı olup, 1983 yılında Fatih’de doğdu. İlkokulu Bursa’da ortaokul ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.

Babası Abdulkerim Şebik’in Refah Partisi Kurucular Kurulu Üyesi olması ve Bursa İl Başkanı olarak görevlendirilmesi nedeniyle uzun bir süre Bursa’da yaşamıştır. Teşkilat disiplini ve terbiyesini burada öğrenmiş, tüm bireyleriyle aktif olarak siyasi mücadelenin içinde yer alan bir ailede yetişmiştir. Babasının 1993 yılında vefatı üzerine İstanbul’a geri dönmüş ve MGV gençlik yapılanması içerisinde çalışmalarına devam etmiştir.

AK Parti’nin kuruluşuyla birlikte Üsküdar teşkilatına katılmış, 2004 yılında yapılan 1. Olağan Kongrede Üsküdar Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmiştir. Üniversitelerden sorumlu İlçe Başkan Yardımcılığı görevinin ardından 2006 yılında Üsküdar Gençlik Kolları Başkanlığına atanmıştır. 3 yıl süreyle bu görevini sürdürmüş 2007 Genel Seçimleri ve Referandumunda SKM’nin saha çalışmalarını organize etmiştir. Aynı zamanda yine 2007 yılında Üsküdar Gençlik Kolları 2. Olağan Kongresini gerçekleştirmiş ve görevini seçilmiş başkan olarak devam ettirmiştir. 2009 yılında yapılan 3. Olağan Kongrede Ana Kademe İlçe Yönetimine seçilmiş ve ardından sırasıyla Dış İlişkiler, Tanıtım Medya ve Halkla İlişkilerden sorumlu İlçe Başkan Yardımcılığı görevlerini üstlenmiştir.

2010 yılından itibaren aynı zamanda Üsküdar Belediyesi gençlik çalışmalarından sorumlu Başkan Danışmanlığı görevini yürütmüş, kuruluş çalışmalarını gerçekleştirdiği Gençlik Merkezi 2011 yılında AK Parti Genel Başkanlığı tarafından yapılan Yerel Yönetimler Yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.

Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden alınan bu ödül merkeze olan ilgiyi artırmış dönemin Gençlik ve Spor Bakanı, Genel Başkan Yardımcıları başta olmak üzere birçok milletvekili ve Belediye Başkanı merkezi ziyaret ederek bilgi almıştır. Gençlik çalışmalarını dar bir çerçeveden kurtarıp geniş bir sahaya yaymayı hedefleyen bu projeyle; Üsküdar Milli Eğitim Müdürlüğüyle işbirliği yapılarak okullardaki sınav takvimi düzenlenmiş ve tüm lise öğrencilerinin servislerle Merkeze getirilerek kültürel, manevi ve sportif etkinliklere hepsinin katılımı temin edilmiştir. Burada tespit edilen öğrenciler ise atölye çalışmaları kapsamında özel eğitime alınmıştır.

Bu süre zarfında Üsküdar Belediyesi Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi olarak yine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüyle işbirliği yaparak ‘Üsküdar Olimpiyatları’ adı altında ilçede bulunan tüm öğrencilerin katıldığı sportif etkinlikler düzenlenmesini sağlamıştır. Üsküdar Belediyesi Spor Kulübü bunun gibi gençleri spora teşvik eden çalışmalarıyla Atletizm Federasyonu tarafından en iyi spor klübü ödülüne layık görülmüştür.

Gençlik çalışmaları çerçevesinde bir başka örnek projesi de 2014 yılında uygulanmaya başlamıştır. Bu projenin amacı dershanelerin kapatılma sürecinde oluşacak boşluğun belediyeler tarafından doldurulmasının sağlanmasıdır.

Feda Uluslararası Yardımlaşma Derneği, Hasat Dayanışma Fonu ve Ulad Stratejik Düşünce Derneği Kurucu Üyesidir.

İyi derecede İngilizce bilmekte olan Şebik evli ve iki çocuk babasıdır.

Babam Abdulkerim Şebik

Bir avukat düşünün, İslamı hayat nizamı olarak gören, liderinin ortaya koyduğu ‘Adil Düzen’ fikrine gönülden bağlanan, hayat; iman ve cihaddır düsturuyla davası için didinip duran. Babam Abdülkerim Şebik bir cümlede ancak bu kadar hülasa edilebilir.

Milli Görüş’ün kurucu kadrosunda sağlam bir nefer, evini herkese açan yirmi dört saat misafir ağırlamaktan yüksünmeyen bir kalender, garip gurebanın her davasına koşan, ücret kabul etmeyen, onların hayır duasıyla çam sakızı hediyeleriyle ocağını tüttüren, bu bereketle yaşamayı bilen bir hayırsever.

İnanmış insanlardı onlar, bu gün içi boşaltılan ‘Dava Adamı’ kavramının her anlamda hakkını veren, iki yüzyıldır izmihlal üzere olan bir medeniyeti tekrar ayağa kaldırabileceklerini, tüm birimleriyle işgal edilen devleti yeniden millete iade edebileceklerini düşünen, büyük hayalleri, büyük bir mefkûresi olan insanlardı.

Yaşadığı zamanın ruhunu yakalayan, herkesi ‘Sultanım’ diyerek baştacı eden, Fatih’in dar sokaklarında Akıncılarla yürürken, Emir Sultan Türbesi demirlerine çaresizce yapışan yoksullarla hüzünlenebilen, çileyi fedakârlığı diğergamlığı reklam metaı olarak kullanmayan, bilakis hayat tarzı olarak yaşayan bir nesildiler.

Erken bir zamanda irtihal etti, ondan öğrenecek daha çok şey vardı, kardeşlerim benim kadar dahi talihli değildi. Bir kış günü omuz omuza bir ömür tükettiği dostlarının omuzlarında emaneti teslim etti. Bu gün İslâmcı Gençliğin abisi, rol modeli olan bir çok isimle çocuk yaşta aynı safta tekbir aldık fatiha ve salavatlarla babamı uğurladık.

Türkiye otuz sene öncesinin üçüncü sınıf bir Afrika ülkesi değil artık. Her şey çok değişti ve gelişti. Geriden gelenler bayrağı çok ileri taşıdı. Ancak onların da nefesinin yetmediği, mevcut kadroların yetersiz kaldığı konularda yeni bir hamleye ihtiyaç duyuluyor. Yeni bir eşiğin arifesinde olduğumuzu hissediyor, kalkınırken ihmal ettiğimiz adaleti, refahı artırırken zayıflayan maneviyatı, daha yüksek bir hassasiyetle ele alarak Yeni Türkiye‘yi inşa edebileceğimizi görüyoruz.

Şimdi kazanımlarımıza sahip çıkma zamanı, şimdi taşın altına elimizi değil gövdemizi koyma zamanı, şimdi bir dünya lideri olan Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında yekvücut olma zamanı. Şimdi gönül coğrafyamızla mesafeleri aradan kaldırma, yaşlı gözleri silme, zulme dur deme zamanı.

Gayret bizden, Tevfik Allahtandır.

Bu sevda bitmez…

Beraber yürüdük biz bu yollarda…

Ey Sevgili

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome’nin Belkıs’ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim
Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca’da Emirgan’da
Kandilli’nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Sezai Karakoç

İletişim

Bana buradan ulaşabilirsiniz.